Gözlemliyorum ki, insanlar olarak kalplerimizi Allah'ın mülkü olan gönül saraylarında başkalarına taht kurmasına izin vererek unutmuşuz. Allah'tan başkasının tahtını kurmasına sessiz kalmışız.
Kalbimizin derinliklerinde Allah'ı anarken titrememiz gerekirken, devletlerimizin, liderlerimizin, bayraklarımızın veya hatta futbol takımlarımızın adını andığımızda alev alev yanıyoruz.
Allah'tan gelen hiçbir emir olmadan, tutkuyla bağlandığımız, toplandığımız, yere göğe sığdıramadığımız kutsalları hayatımıza sokmuşuz.
Allah'a yakınlaşmanın yegane ölçü olduğunu unutmuşuz. Ecdadımızla ve kavmimizle böbürlenerek damarlarımızdaki kana tapmışız.
...
Gözlemliyorum ki, mülkün sadece bir parçasıyken, mülkün sahibi olma iddiasına girmişiz. Önceden başkalarının elinde olan ve sonrasında başkalarına geçecek topraklar için "Bu toprak bizim" diyerek Allah'ın mülküne ortak olma yolunda ilerliyoruz.
Toprağın sahibini değil, toprağı yüceltenleri önemsemişiz.
Rabbimizin yolundan saparak liderlerimizi, siyasetçilerimizi ve yöneticilerimizi Allah'ın doğru yolundan saptıran ideolojilerle ve icraatlarla rehber edinmişiz.
Rabbimizin ayetlerine sırt çevirip, hiçbir ilahi misyonu olmayan hocaların, din adamlarının, ilahiyatçıların ve şeyhlerin sözlerine itibar etmişiz.
...
Gözlemliyorum ki, tek bir emriyle yerküreyi sallayabilen Yüce Allah'ın emrine karşı kılını kıpırdatmıyoruz.
Allah'ın sınırsız zenginliğinden etkilenmezken, insanların geçici serveti karşısında boyun eğiyoruz.
Allah'ın kainattaki sonsuz kudretine kör bir şekilde hayranlıkla sanatçılara, oyunculara, müzisyenlere ve sporculara alkış tutuyoruz.
Lütfen,
Bu dünyada varoluş sebebimiz olan Rabbimize haksızlık etmekten vazgeçelim.
O'na yönelip, O'na teslim olalım ve O'ndan başkalarını yüceltmeyelim.
Çünkü O'na dönecek ve O'nun önünde hesap vereceğiz.
Ateşin azabına karşı cesaretimizi kaybetmeyelim.
Hakikatle yüzleşebilecek cesarete sahip olanlar, içlerindeki müjdelerle bekleyen cennete gitme fırsatını kendi elleriyle yakmadan önce değerlendirsinler.